6-7 yaşlarıma ait hatırladığım bazı anlar var. Babamla hamamyolundaki yeni hamama gider ve hamam çıkışı mutlaka başbörekçiye uğrardık. Kıymalı böreğimi yer ve etrafı süzerdim. Ne zaman çocukluğumu özlesem, tekrar oraya börek yemeye giderim. Mekanın tasarımı o yıllardaki gibi kalmamış olsa da yenilense de mekan ve lezzetler birebir aynı. Başbörekçi'nin kuruluşu 1900'lü yılların başına dayanıyor ve Hacı Abi, büyüklerinden aldığı ilmi evlatlarına öğretmiş.
Babam, "Hacı Abi vefat etmiş, duydun mu?" deyince inanılmaz üzüldüm, cenazesine gidemediğim için. Ertesi gün hemen dükkana taziyeye gittim.
Dükkanlarını işleten oğlu Hakbil Abi'ye "Başınız sağ olsun" dedim. Evladı, öylesine bir tebessümle "Rahmana kavuştu babaefendimiz" dedi ki, inanılmaz bir tebessüm, inanılmaz bir naiflik. Öyle bir baba, böyle bir evlat yetiştirir işte.
Hiçbir kelimeyle anlatamayacağım hisler bütünü kapladı her yanımı.
Geçtiğimiz birkaç bayram öncesinde Hacı Abi'ye rastlamıştım. Tekerlekli sandalyesinin önünde ufak bir örtü vardı, düşüncelere dalmış, uzaklara bakıyordu. Ellerinden öpmüş, duasını istemiştim.
Adaletli, efendi, hak ve hukuka riayet eden, dürüst ve ince kalpli bir adamdı Hacı Abi. Yüzüne baktığınızda içinizi huzur kaplardı. Tek tebessümü gönlünüzdeki yıkıklığı tamir ederdi.
Onunla çok iyi dost olmanıza, günler, aylar geçirmenize gerek yok. Yanında ufacık bulunduğunuzda bunu hissederdiniz. Ettiği tek kelâmdan, ufacık bir çocuğa karşı bile duyduğu mahçubiyet, samimiyet ve hassaslıktan hissederdiniz.
İşte kalbi temiz ruhlar böyle belli ediyor kendilerini. Hem hayatlarında hem sonrasında isimlerini, cisimlerini ananların etrafını o huzur rüzgarı sarıyor.
Sağıma soluma bakıyorum, bu eski neslin, bu dağ gibi mert, hakkaniyetli insanların bir bir eksildiğini görüyorum. Recep Dedem, Şevket Eniştem, Hacı Abi ve daha niceleri. Tek bir söz için her şeylerinden vazgeçebilecek doğrulukta, efendilikte insanların gün geçtikçe bir bir göçüp gittiklerini görüyorum.
Bundan uzun yıllar sonra bile birileri, dünyada böyle temiz insanların, böyle yanında bulunduğunuzda tebessümünden, naifliğinden mahcubiyet duyabileceğiniz insanların da bu dünyada yaşadığını bilmesini istediğimden dolayı bu satırları karaladım.
Varlığınızda, yokluğunuzda etrafımızdaki herkesin kalbini karartacak biri mi olacaksnız bu dünyada, yoksa Hacı Abi gibi insanlar sizi hatırladığında tebessüm ettirecek biri mi?
İşte mesele bu.